![]() |
![]() |
#1 |
Guest
Mesajlar: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
|
![]() http://www.24haber.com/?newstype=nor...sid=8589Modern kimya ekinleri böceklerden koruyor, halıdaki lekeleri çıkarıyor ve dünya genelinde her yıl sayısız insanın yaşamını kurtarıyor. Ancak kimyasalların her yerde bulunmasının bir bedeli var. Vücuda giren bileşiklerin çoğu, yıllarca atılamıyor. Gazeteci-kobay deneyimim tehlikeli bir yola sapıyor. İsveçli bir toksikoloji uzmanı kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde, kolayca tutuşabilen ürünlerin hemen hepsine güvenlik amacıyla eklenen, yanmayı geciktirici kimyasalları anlatıyor. Şilteler, halılar, televizyonların plastik kasaları, elektronik devre elemanları ve otomobillerde kullanılan yanmayı geciktiriciler... Bu sayılanların hepsi her yıl dünya genelinde çok sayıda hayat kurtarıyor. Ama, şimdi olmamaları gereken bir yerde, bedenimdeler. Stockholm Üniversitesi'nden Åke Bergman, analiz sonuçlarımı aldığını söylüyor; kanımda, çoklubromlu difenil eterler (PBDE'ler) adlı yanmayı geciktirici bileşikler saptanmış. Yüksek dozda PBDE, farelerde tiroit bezinin doğru çalışmasını engelliyor, üremeyle ilgili problemler ile nörolojik sorunlara yol açıyor ve nörolojik gelişimi engelliyor. İnsan üzerindeki etkileri konusunda ise çok az şey biliniyor. Bergman belli belirsiz İsveç aksanıyla bana, "Umarım bu sizi endişelendirmez ama kan düzeyleriniz çok yüksek" diyor. Kanımdaki PBDE'lerden birinin düzeyi, ABD'de yapılan küçük çaplı bir araştırmada elde edilen ortalama değerin 10, İsveç ortalamasının ise 200 kat üzerinde çıkmış ve bu, çoğunlukla ABD yapımı ürünlerde yer alan bir maddeymiş. Kanımda saptanan -ve yine hayvanlar için toksik olan- bir diğer PBDE türevi değeri de aynı ölçüde endişe vericiymiş. Saptanan bu değerler, neredeyse, söz konusu maddeyi üreten herhangi bir fabrikada çalışan bir işçi olmam halinde dahi kanımda olması beklenebilecek düzeylerin üzerindeymiş. Aslında ben, kendi kimyasal benliğimi keşfetmek için yola koyulmuş bir yazarım. Geçtiğimiz sonbaharda, sıradan bir yaşam sürerken vücudumda birikebilecek olan 320 kimyasal için test yaptırdım. Bu kimyasallar arasında, geçmişte maruz kalmış olabileceğim DDT ve PCB'ler; kurşun, cıva ve dioksinler gibi çevre kirleticiler; daha önce sayılanlarla kıyaslandığında görece yeni olan pestisidler (tarım ilaçları), plastik ürünler ve modern yaşamda pusuya yatmış bekleyen; şampuanları kokulu, tavaları yapışmaz, kumaşları su geçirmez ve yanmaz kılan, neredeyse mucizevi sayılabilecek bileşikler de var. Yaptırdığım testler pek çoğumuz için ödeme gücünü çok aşan rakamlara ulaşabilir (benimkini -ki bu rakam normal koşullarda 15.000 doları bulabilirdi- National Geographic ödedi). Üstelik, kanda çok düşük miktardaki kimyasalları saptayabilecek uzmanlığa sahip olan laboratuvar sayısı da çok az. Ben bu testleri, ortalama bir Amerikalının yaşamı süresince vücudunda hangi maddelerin biriktiğini ve bunların olası kaynaklarını öğrenmek için yaptırdım. Amacım sadece benim değil, hepimizin vücudundaki, kimyasal "yükün" getirdiği kâr-zarar ilişkisini araştırmaktı. Ama şimdi bilmek isteyebileceğimden çok daha fazlasını öğreniyorum.. www.24haber.com |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Tehlike uyarısı | KoJiRo | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-27-2007 03:10 PM |
İçimizdeki Arka Sokaklar | KoJiRo | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-14-2007 07:13 PM |
Tehlike! | DHeMLy-CHaY | Eskiler (Arşiv) | 0 | 03-03-2007 04:10 PM |
Tehlike! | DHeMLy-CHaY | Eskiler (Arşiv) | 0 | 03-03-2007 03:56 PM |
İçimizdeki doğal şifa... | CaKaLBoT | Eskiler (Arşiv) | 2 | 08-07-2006 11:58 PM |