![]() |
![]() |
#1 |
Daimi Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: INDE DEUS ABEST
Yaş: 39
Mesajlar: 455
Teşekkür Etme: 71 Thanked 61 Times in 19 Posts
Üye No: 8584
İtibar Gücü: 1541
Rep Puanı : 3025
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() 13 ARALIK 1980
Lanetli yıldönümünde 12 eylül'ün ilk kurbanlarından birini, erdal eren'i analım istiyorum. erdal, siyasi inançları kuvvetli bir lise öğrencisidir. odtü'lü sinan sümer, duvarlara slogan yazarken dönemin mhp'li bakanı cengiz gökçek'in koruması tarafından vurularak öldürülür. 2 şubat 1980 günü, ölümünü protesto etmek için toplanan 2 bin kişi arasında erdal da vardır. gösterinin sonuna doğru silahlı bir inzibat timiyle göstericiler arasında çıkan çatışmada bir inzibat askeri vurularak ölür. yakalanan erdal'ın yanında silah olduğu için cinayet onun üstüne kalır. oysa otopsi raporunda da askerin erdal'ın bulunduğu tarafa koşarken sırtından vurulduğu belirlenmiştir. ankara merkez komutanlığı'na götürülen erdal şiddetli işkenceden geçirilir. daha sonra, orada gördüklerimi emniyet'te bile görmedim" diyecektir. sonra mamak askeri hapishanesi'nde bir hücreye konulur. idamla yargılanmaktadır. mamak, vahşetin üslerindendir. kullanılan işkence yöntemlerinin yaratıcılığı insanı derinden sarsar. erdal, duruşmada, "benim hakkımda peşin bir yargılama yapıldığı son derece açıktır. nitekim benimle ilgili olayın ertesinde genelkurmay başkanı'nın 'çoktandır idam olmuyor, bazı kişilerin idam edilmesi gerek' şeklinde demeç vermesi benimle ilgili idam kararıdır. ve size de bu konuda ulaştırılan emirlerin açıkça dışa vurulmasıdır" der. söz konusu genelkurmay başkanı, kenan evren'dir. bir gazeteciyle yaptığı söyleşide, "parlamentodan şimdiye kadar bir tek idam çıkmadı ki.. davalar yavaş gidiyor, görevliler korkuyor, parlamento gecikiyor" demiştir. askeri erdal'ın öldürdüğü iddiası çok zayıftır, deliller yetersizdir. en önemlisi, erdal, suç işlendiği tarihte henüz 17 yaşındadır. erdal doğduğunda babası 1962 yılının mart ayında doğmuş olan oğlunu okula erken gidebilmesi için 6 ay büyük yazdırmış. nereden bilsin, olacakları. yargıtay 3. dairesi idam kararını 'yeterli delil olmadığı' gerekçesiyle iki kere üst üste bozar. sonunda 20 kasım günü toplanan askeri yargıtay genel kurulu, 3. daire'nin ısrar kararını kaldırarak sıkıyönetim mahkemesi'nin erdal'ın idamına ilişkin kararını onar. bir tatbikat sırasında kendisine erdal'ın idamı hakkında soru sorulduğunda kenan evren, şanlı tarihimize yazılan o ünlü cümleyi sarf edecektir: "asmayalım da besleyelim mi?" 12 eylül'ün ruhunu daha iyi açıklayan bir cümle bulamazsınız. mahkeme erdal'ı öldürülecek kadar yetişkin bulmuştur bir kere. erdal'ın dış görünümü ve tahsil durumuna bakarak yaş durumunun tespitine ilişkin talebi reddeder. erdal'ın duruşmalarda kendisine işkence yapıldığını belirtmesi de mahkeme başkanı tarafından "bunların dava ile ilgisi yoktur" sözleriyle karşılanır. şimdi bize sanki biraz yorgun, biraz küs ama hülyalı gözlerle siyah-beyaz fotoğraflardan bakan çocuk kısacık ömrünün son günlerini zulüm altında ruhunu karartmamaya çalışarak geçirdi. bir gün onu almaya geldiler. ceketini giyerken bir asker yardım etmek istedi. erdal, 'kendim giyerim' dedi. kelepçe vurulmasını istemedi sadece. son isteğini sordular. sigara, dedi. ailesine yazmış olduğu mektupları iç çamaşırının içinden çıkardı: "cezaevinde yapılan (neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. o kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. işte bu durumda ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. ancak ben bu durumda irademi kullanarak ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile" diyordu. kız kardeşine, "seni biraz kızdırdığımı yazıyorsun. fena mı? havalar iyice soğudu ama kızarsan üşümezsin. ben burada üşüyünce (kızamadığım için) 'koşar adım' 'marş marş' eğitim yapıyorum" yazıyordu. babasına, "mektubunda bu acıya dayanamayacağını söylüyorsun. ben nice dayanılmayacak acılara dayanıldığına tanık oldum. kaldı ki sen güçlü bir insansın. kendini kapıp koyvermediğin sürece ve biraz da benim bakış açımla bakmaya çalışırsan böyle bir şey olmaz inancındayım" yazmıştı son mektubunda. 13 Aralık 1980 tarihinde idam edildi.babası, dayanamadı. oğlunun ince narin boynuna ilmeğin geçirilişinden sonra bir yıl içinde öldü. anası erdal'ı hâlâ rüyalarında 17 yaşındaki haliyle görüyor. şimdiye dek mutlaka farkına varmışsınızdır. dilimizi gerçekten öğrenmek için her sözcüğün sırtında nasıl bir yükü olduğunu anlayacak kadar yaşamak gerek. en güvenilir demek, en korkulur anlamına geliyor. maalesef henüz güven konağımızı korkudan uzak yere inşa edebilmiş değiliz. bu görev de size düşüyor. hayatımızın duvarlarını yıkabilmek için korkularımızla değil, vicdanımızla bakabilmeyi öğrenmeliyiz. belki 12 eylül'den geçmiş olanların ömrü vefa etmez bu cuntanın ve işbirlikçilerinin yargılandığını görmeye. ama siz de unutmayın. unutturmayın. suskunluk ve bunaklık üstüne kurulacak bir barışın sahte olduğunu bir an olsun aklınızdan çıkarmayın. unutmayalım. erdal, bize bakıyor hâlâ. KENAN EVREN RESSAM DEĞİLDİR
__________________
şeytan ile böyle ol yol göster inanç iyide sonradan güven kötü Gelecek için adım için insanoğlu son mevsim günahta ol |
![]() |
![]() |
![]() |
#n/a |
Bot
![]()
Giriş Tarihi: Ocak 2005
Yaş: 0
Mesaj : 0
Üye No: 0
Rep Power: Çok
|
haramir (12-13-2006), kemalist (12-13-2006), mamicero61 (12-13-2006), rıfkı (12-13-2006) bu konu için teşekkür ettiler...
|
![]() ![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Daimi Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2006
Konum: ANTALYA
Yaş: 44
Mesajlar: 914
Teşekkür Etme: 197 Thanked 367 Times in 210 Posts
Üye No: 15559
İtibar Gücü: 1756
Rep Puanı : 18330
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ![]() 12 Eylül cuntasının emekçi halklara gözdağı vermek için gündeme getirdiği idamlar sürecinde devrimci onuru sehpada dimdik tutan Erdal Eren’i 13 Aralık 1980 günü yitirdik. Henüz 17 yaşındayken devrim ve sosyalizm davasını hayatı pahasına savunan bu genç fidan, Türkiye devrimci hareketinin yüz akı olarak geleceğe ışık tutmaktadır. Erdal, 25 Eylül 1961’de Giresun’a bağlı Şebinkarahisar’da doğdu. Erdal’ın babası o tarihlerde Giresun’un bir dağ köyünde öğretmendir. Doğduğunda okulların açılması ve ulaşım güçlüğü nedeniyle nüfusa yazdırılmayan Erdal, daha sonradan kimlik çıkartıldığında ise okula erken başlaması için bir yıl büyük yazdırılır. Daha sonra, 1970’li yıllarda ailesiyle birlikte Ankara’ya yerleşen Erdal, Ankara Yapı Meslek Lisesi’nde okumaya başlar ve burada devrimci mücadeleyle tanışır. ANOD (Ankara Ortaöğretimliler Derneği) içerisinde ve GBK (Geleceği Birlikte Kurtaralım) içinde yer alır. Bu süreçte Erdal, ODTÜ’lü devrimci öğrenci Sinan Suner’in öldürülmesini protesto için 2 Şubat 1980 günü yapılan bir korsan gösteride yer alır. Eylem bitirilip kitle dağılmak üzereyken silah sesleri duyulmaya başlar. Herkes gibi Erdal da geri çekilir ve bir apartman bahçesine girer. O sırada gösteriyi bastırmak için gelen askeri birlikten bir er vurularak ölmüş ve yakalanan Erdal olayın faili olarak ilan edilmiştir. Ankara Merkez Komutanlığı’na götürülen Erdal işkencelerden geçirilir. Oradan Mamak Askeri Hapishanesi’ne götürülerek bir hücreye konur.13 Şubat günü duruşmaları başlar ve tüm hukuk usulleri hiçe sayılarak 45 gün içerisinde yapılan üç celsede hakkında idam kararı verilir. Ortada hiçbir kanıt olmaması bir yana Erdal’ın yaşının henüz 17 olması da bir başka engeldir. Yaş tespiti istekleri reddedilir. Ve Yargıtay’ın iki kez bozduğu karar sonunda onaylanır. Çünkü Cunta şefleri açıkça Erdal’ın kanını istemektedir. Erdal duruşmada, “Benim hakkımda peşin bir yargılama yapıldığı son derece açıktır. Nitekim benimle ilgili olayın ertesinde Genelkurmay Başkanı’nın ‘Çoktandır idam olmuyor, bazı kişilerin idam edilmesi gerek’ şeklinde demeç vermesi benimle ilgili idam kararıdır. Ve size de bu konuda ulaştırılan emirlerin açıkça dışa vurulmasıdır” der. Yine savunmasında Erdal, “Bugün devrimcileri ve onların bir parçası olan beni, aldığınız emirlere uygun olarak yargılayabilir ve ölüm cezası verebilirsiniz. Fakat bu ilelebet sürmeyecektir. Bir gün mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru kararı verecektir” demektedir. 13 Aralık 1980 günü hücresine gelip Erdal’ı alırlar. İdam sehpasına giderken kimseden yardım istemez. Mamak’taki korkunç işkenceleri anlatır son mektubunda: “Cezaevinde yapılan (neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile.” Son anlarında bile Erdal neşeli ve soğukkanlıdır. Gülümseyerek avukatına bakar ve göz kırpar. Sonra, tıpkı duruşmalarda olduğu gibi yine dimdik olarak sehpaya yürür. Saat sabaha karşı üçe on kala cellat Erdal’ın boynuna ipi geçirir. Ortamın sessizliğini Erdal’ın gür sesi bozmaktadır: “Yaşasın TDKP, Faşizme Ölüm, Halka Hürriyet” diyerek ayağının altındaki sehpayı tekmeleyen Erdal, böylece Deniz’lerin onurlu kervanına katılır. Arkasında kısa ama tertemiz bir yaşamın anılarını bırakarak... ![]() Seni, anlatabilmek seni. iyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Seni unutmadik unutmayacagiz. Bize yaziklar olsun ki seni daha baharinda ipe yoluyan celatlar halen yasiyor ve onlar yasadikca bize bu hayat zindan olsun , cehenem olsun..BIZE YAZIKLAR OLSUN.... ERDAL EREN UNUTULMADI gönderen: Yurtsever Devrimci Saturday, Jan. 21, 2006 at 5:20 AM Bugünkü Vatan Gazetesinde Erdal EREN yoldaş ile ilgil bir yazı yayınlandı. Şarkıcı Teomanın yeni şarkısının Erdal Eren için yazıldığı belirtiliyor. Biz Yurtsever Devrimciler olaral ERDAL EREN yoldaşı yeniden anıyoruz. Yoldaş ile ilgili yazıları ekte sunuyoruz. Erdal Eren'in son mektuplarından biri: Sevgili annem, babam ve kardeşlerim; Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı mektup yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız ve görüşmemizde olmadı. Zaten dışarıdayken de birbirimizi anlayacak şekilde konuşamadık.(Bu konuda sizlere karşı büyük oranda hatalı davrandım. Ancak bunu size karşı saygı duymadığım, bu nedenle böyle davrandığım şeklinde yorumlamamanızı dilerim) Bu nedenle sizlere anlatacağım, konuşacağım çok şey var. Ancak olanak yok. Düşüncelerimi bu mektupla anlatmaya çalışacağım. Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıklıkla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam,halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler. Cezaevinde yapılan (Neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda Ölü korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni yaşamaktan bıktığım yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. Bütün bu yapılanlar,başımdan geçenler, kinimi binlerce kez daha arttırdı ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inancımı yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi bir şekilde yürütmek ve yükseltmekten başka amacım yoktur. Mesele benim açımdan kısaca böyle. Ancak sizin açınızdan daha farklı, daha zor olduğunu biliyorum. Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı istiyorum. Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek, ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar. Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz. Hepinize özgür ve mutlu yaşam dilerim. Devrimci selamlar Oğlunuz Erdal ................................. Erdal Eren anılıyor Sadece Türkiye tarihine değil, dünya tarihine de kara bir leke olarak geçen 12 Eylül askeri cuntası, 17 yaşında idam sehpasına yolladığı Erdal Eren adıyla da lanetlenmeye devam ediliyor. Zekeriya Önge adında bir askeri öldürdüğü iddiasıyla, 'jet hızıyla' yapılan göstermelik yargılama sonucu idam edilen Erdal Eren, idamının 21’inci yılında sevenleri, mücadele arkadaşları, insan hakları savunucuları tarafından anılıyor. Erdal Eren’i idam sehpasına kadar götüren süreç, Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği (YDGD) üyesi ODTÜ öğrencisi Sinan Suner’in, 30 Ocak 1980’de katledilmesiyle başladı. Ankara’nın Yukarı Ayrancı semtinde yazılama yapan Sinan Suner, MHP’li Bakan Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir’in kurşunlarıyla öldürüldü. Suner’i vurmakla yetinmeyen Ezendemir, arabaya aldığı Suner’i başkent sokaklarında dolaştırdı, işkence etti. Öldüğüne emin olunca da hastane kapısına attı Suner’in cesedini. Olayın duyulmasının ardından, 2 Şubat 1980’de Sinan Suner’in öldürüldüğü yerde protesto gösterisi yapıldı. Gösteriye müdahale eden askerlerle göstericiler arasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge ölürken, Erdal Eren’le birlikte 24 kişi gözaltına alındı. Eren, Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklandı. 2 Şubat’ta gözaltına alınan Erdal Eren, tarihin en hızlı yargılamasının ardından, 19 Mart 1980’de idama mahkum edildi. Henüz 17 yaşındaydı Erdal Eren. Ne yaşına bakıldı, ne avukatlarının sunduğu delil ve tanıklara. Dünyanın dört bir tarafında idama karşı tepkiler yükseldi, imzalar toplandı. Ancak karar mahkeme öncesinden verildiğinden, yargıçlara sadece emri uygulamak düştü. Asmayalım da besleyelim mi? Askeri Yargıtay 3. Dairesi’nin, önce 'delillerin noksanlığı' nedeniyle esastan, ardından da, idamın müebbet hapse çevrilmesini gerektiren 'TCK’nın 59’uncu maddesinin uygulanmaması' nedeniyle usulden bozmasına rağmen, Daireler Kurulu iki kararı da reddetti. Red kararlarıyla yargılamanın yeniden yapılmasının yolu kapatılırken, Eren’in avukatı Nihat Toktay, kararı, 'Yargıtay içinde bitirildi' diye değerlendirdi. Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan karar, dünya çapında yürütülen 'İdamı engelleyelim-Erdal Eren idam edilemez' kampanyasına rağmen 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Cezaevi’nde infaz edilirken, faşist cuntanın başı Kenan Evren’in, 'Asmayalım da besleyelim mi?' sözleri zihniyetlerini özetledi. Erdal Eren’in avukatı Nihat Toktay, Erdal’ın 'dönemin yükselen gençlik hareketinin intikamını almak' kastıyla idam edildiğini söyledi. Toktay yayımlanan bir söyleşisinde, 1994 yılında, Zekariya Önge’ye, iddia edildiği gibi arkasından değil karşısından ateş ettiğine ilişkin iki tanığın ortaya çıktığına, olayın geçtiği Hoşdere Caddesi’nde oturan Ruhat Canveren ile kuaförlük yapan Haydar Arzuman’ın gördüklerini ATV’de yayınlanmak üzere hazırlanan 'Son Celse' isimli bir programın 'Erdal Eren Dosyası' bölümü için anlattıklarına dikkat çekti. Programda ayrıca, kararı bir kez esastan, bir kez de usulden bozan Askeri Yargıtay 3. Dairesi Üyesi ve emekli hakim Ahmet Turan’ın, idam kararının adli hata olduğunu itiraf ettiğini ve dosyada Erdal Eren’in eri öldürdüğüne dair yeterli delilin olmadığını söylediğini de aktaran Toktay, Turan’ın, 'Benim vicdani kanaatim bu delillerle idam kararı verilemeyeceğiydi. Arkadaşlarımı bu yönde ikna ederek kararı bozduk. Ancak başsavcılık itiraz etti, ikinci kez bozduk, en sonunda daireler kurulu idam kararını onadı. Yani sorumluluk onlara aittir' sözlerine dikkat çekti. Adli süreç işletilmedi Dava sürecinde, olay yerinde keşif yapılmadığını, Erdal’ın yaşının belirlenmesi için kemik incelemesi istediklerini, ancak yerine getirilmediğini belirten Toktay, ayrıca Erdal Eren’le birlikte olay yerinde yakalanan 24 sanığın da tanık olarak dinlenmediği, ölen askerin üzerinden çıkan elbiselerin Adli Tıp’a gönderilmediğini de söyledi. Toktay, 'kurşunun mesafesine ilişkin bir inceleme yapılmadı ve yakın mesafe atışlarında meydana gelen etteki yanığa açıklama getirilmedi, olay yerinde kullanıldığı iddia edilen silahlar ile askerlerin silahlarının balistik incelemesi yapılmadı, tanık olarak dinlenen askerlerin ifadeleri arasındaki çelişkiler giderilmedi' dedi. Toktay, Erdal’ın üzerinde bulunduğu 3.5 metrelik yükseklik ile Önge’yi öldüren kurşunun giriş açısı ve yönünün çeliştiğini belirterek, otopsisin Oktay Çetinsoy isimli bir stajyere yaptırıldığını, ancak bu isimde birinin varlığını tespit edemediklerini söyledi. Aradan geçen onca zamana karşın devletin zihniyetinde bir değişiklik olmadığını, idamın ceza değil, siyasal iktidarın 'intikam' almasının bir biçimi olduğunu vurgulayan Toktay, 'İdam özünde insanlık suçudur. TCK’nın 450/1’inci maddesi ‘planlayarak adam öldürme’yle ilgilidir. Ama hiçbir ‘taammüden adam öldürme’, Erdal Eren olayında görüldüğü gibi, devlet kadar planlı yapılamaz.' dedi. Erdal’ın idamının ardından, pankart asarak, idama tepkisini dile getirmek isteyen Ercan Koca, gözaltına alındı. Ercan, iki gün boyunca gördüğü yoğun işkence sonucu yaşamını yitirdi. Böylece Sinan, Erdal, Ercan artık birlikte anılır oldu her 13 Aralık’ta...
__________________
[SIZE="4"]Tanrım, değişebilecek şeyleri değiştirebilmem için bana güç ver. Değişemeyecek şeyleri kabullenmem için sabır ver. Ve bu ikisini birbirinden ayırt etmek için akıl ver... :confused: |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Daimi Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: INDE DEUS ABEST
Yaş: 39
Mesajlar: 455
Teşekkür Etme: 71 Thanked 61 Times in 19 Posts
Üye No: 8584
İtibar Gücü: 1541
Rep Puanı : 3025
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Büyü de baban sana, büyü de büyü
Büyü de baban sana, büyü de büyü Acılar atacak yokluklar alacak büyüde baban sana Acıtar atacak yokluklar alacak büyüde baban sana Büyü de baban sana büyü de büyü Büyü de baban sana büyü de büyü Baskılar işkenceler kelepçeler gözaltılar, zindanlar Atacak Baskılar işkenceler kelepçeler gözaltılar, zindanlar Alacak Büyü de baban sana büyü de büyü Büyü de baban sana büyü de büyü Acılar atacak yokluklar atacak, büyüde baban sana Acılar alacak yokluklar alacak, büyüde baban sana Büyü de baban sana büyü de büyü Büyü de baban sana büyü de büyü Büyüyüp de on yedine geldiğinde baban sana idamlar atacak
__________________
şeytan ile böyle ol yol göster inanç iyide sonradan güven kötü Gelecek için adım için insanoğlu son mevsim günahta ol |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 9
Teşekkür Etme: 18 Thanked 0 Times in 0 Posts
Üye No: 23337
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi :
![]() Cinsiyet :
|
![]() gerçektende kara bir gündür çok teşekkür ederim
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Aug 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 3
Teşekkür Etme: 7 Thanked 0 Times in 0 Posts
Üye No: 17075
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi :
![]() Cinsiyet :
|
![]() saol kanka
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Daimi Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2006
Konum: ANTALYA
Yaş: 44
Mesajlar: 914
Teşekkür Etme: 197 Thanked 367 Times in 210 Posts
Üye No: 15559
İtibar Gücü: 1756
Rep Puanı : 18330
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() saygı ve sevgiyle ve üzüntüyle hatırlama devam edeceğiz....unutmuyacağız
![]()
__________________
[SIZE="4"]Tanrım, değişebilecek şeyleri değiştirebilmem için bana güç ver. Değişemeyecek şeyleri kabullenmem için sabır ver. Ve bu ikisini birbirinden ayırt etmek için akıl ver... :confused: |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 1,791
Teşekkür Etme: 0 Thanked 88 Times in 15 Posts
Üye No: 26295
İtibar Gücü: 2551
Rep Puanı : 76884
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() konu kultur sanat a tasınmıstırr payalsımın ıcınde saol.
__________________
CaKaLBot Banlanmış ve üyeliği iptal edilmiş üyelerin mesajlarını tek nickte toplayan bir bottur. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Tinto Brass 1980 - Action | aksion | Yabancı Adult Videolar | 0 | 12-26-2009 06:51 PM |
Playboy's Playmates Years 1980-2002 | ziverbey | Adult eski arşiv | 0 | 01-11-2009 05:50 AM |
VintageCuties - Pornography and erotica from 1960 to 1980! | fuctis | Adult eski arşiv | 0 | 04-08-2008 02:54 PM |
7 Aralik | aLeMDaR | Eskiler (Arşiv) | 0 | 12-07-2006 11:08 PM |
6 Aralik | aLeMDaR | Eskiler (Arşiv) | 0 | 12-06-2006 08:39 PM |