Memo şut kaçırınca şaşırıyorum’ /27aralık

[jockeя]

Memo şut kaçırınca şaşırıyorum’Mehmet Okur 2006 yılında gösterdiği muhteşem performansla koç Jerry Sloan’dan övgü dolu sözler aldı.26 Aralık 2006 09:29Mehmet Okur NBA’deki en verimli sezonunu geçiriyor Rakamları biraz düşmüş olabilir. Ancak o artık NBA’in en iyi ekiplerinin birinde başrol oyuncusu. Jazz’ın başarısı Mehmet’i daha çok yüceltiyor

Geçtiğimiz Çarşamba günü Utah Jazz, Atlanta Hawks deplasmanında mücadele ediyor. Son çeyreğe girilirken Jazz tam 21 sayı farkla mağlup durumda. Pek çok takım, pek çok oyuncu böyle anlarda teslim olur. Ama tüm takım arkadaşlarının bocaladığı karşılaşmada Mehmet Okur havlu atmayı reddediyor. Üst üste üçlüklerle adeta tek başına direniyor. Takım arkadaşları da 3 çeyreklik uykularından Mehmet’in bu bitmek bilmeyen ısrarı sonucu uyanınca Jazz farkı kapatıyor ve nihayet son dakikada yine Memo’nun üçlüğüyle maçı koparan Utah sahadan 112-106 galip ayrılıyor. Maç sonrası koç Jerry Sloan’ın demeci ilginç: “O kadar iyi bir şutör ki kaçırdığı zaman şok oluyoruz.” O maçta 4/5 üçlük atıyor Memo. Aslında şok olacak bir durum yok. Sezon genelinde sadece (!) %42 ile üçlük atıyor Memo.

Asıl şok edici olan Jerry Sloan’ın ağzından böyle bir söz duymak. Oyuncularını övmekte son derece çekingen olduğu bilinen, Karl Malone ve John Stockton gibi iki efsane yıllarca takımı sırtında taşırken bile Sloan’dan övgüyü nadiren aldığı düşünülünce tecrübeli koçun bu sözleri sarf ederken pek kendinde olmadığını düşünüyor insan. Ama hayır, Sloan bu sözleri aynen onları kast ederek sarf etti.

EN GÜVENİLİR İSİM

Bu maçtan 3 gün sonra bu defa Memphis deplasmanına çıkıyor Utah. Son 2.5 dakikaya girilirken Utah 97-92 mağlup durumda. Ancak daha sonra hiç sayı yemiyor ve yine Memo’nun bitime 36 saniye kala attığı üçlükle maçı koparmayı başararak sahadan 100-97 galip ayrılıyor. Artık alışmaya başladığımız bir görüntü bu. Son saniyelerde Utah’da topların kullanılması için en güvenilen isim Memo.

Bireysel olarak baktığımızda Mehmet’in üçlük yüzdesi ve isabet sayısı dışında hemen hemen tüm bireysel rakamları, geçen yıla oranla düşmüş durumda. Oynadığı dakika sayısı hemen hemen aynı kalmasına karşın 2 sayı daha az atıyor, 1.5 ribaunt daha az alıyor, asist ve blok rakamlarında da küçük bir düşüş var. Bireysel olarak zirve yaptığı geçen yıldan biraz geride Memo. Bu da çok normal. Çünkü iki yıl sakatlıklarla boğuşan Carlos Boozer bu yıl tam olarak iyileşti ve artık daha çok ön planda. Memo’nun kullandığı pek çok top artık Boozer’a gidiyor. O da 21.9 sayı, 11.9 ribaunt, 3.2 asist ortalamaları ile En Değerli Oyuncu ödülüne aday bir performans sergiliyor. Geçen yıl All-Star için çok önemli bir aday olan Mehmet artık bu hayale uzak. Ancak işte tam bu nedenden dolayı 2006-2007 sezonu Mehmet’in en iyi NBA sezonu olarak tarihe geçecek.

Mehmet Utah’a geldiği günden beri 3 yıldır maç kaçırmadı. 192 maçtır her tür sakatlık ve yorgunluğa rağmen forma giyiyor. En kötü gününde bile Utah’ı taşıyan en önemli faktörlerden biriydi. Ancak iki yıldır ortalarda görünmeyen Boozer geldiğinden beri çok emek verdiği takımdaki rolünün bir kısmını takım arkadaşına bırakmakta sakınca görmedi. Çok daha hak ettiği halde Boozer’ın ’esas oğlan’ olmasını dert etmedi. Sonuçlar ortada. İki yıldır play-off’a uzak kalan Utah, ligi uzun süre lider götürdükten sonra şu anda tüm NBA’de 3. sırada. Lider San Antonio ile arasında ise sadece 1 galibiyet var.

İŞİ DAHA ZORLAŞTI

Bu sadece psikolojik olarak zor bir hazmetme durumundan da öte bir değişim. Mehmet’in saha içindeki rolü de değişti. Geçen yıl Jarron Collins’le yan yana oynarken daha rahat ettiği uzun forvet pozisyonunda oynuyordu Memo. Boozer’ın gelişiyle pivot oynamaya, savunmada çok daha kuvvetli rakip pivotlarla eşleşmeye başladı. Hücumdaki rolü, setlerdeki pozisyonu değişti. İşi daha zorlaştı, alıştığı rahat ettiği konumdan çıkmak zorunda kaldı. Ancak buna da adapte oldu. Pota yakınlarında çok iyi bir bitirici olan Boozer’la harika bir ikili oluşturmayı başardı. 2 sezon önce bu iki oyuncu takıma katılırken Utah yönetiminin hayâl ettiği kusursuz iç-dış kombinasyonunu oluşturan iki uzun oldular. Mehmet’in şut tehdidi Boozer’ın içerde kalabalıklar içinde boğulmasını engellerken, Boozer’ın pota altındaki bire bir tehdidi de rakip uzunların Mehmet’e çok yakın oynamasını engelliyor. Birbirlerinin oyunlarını tamamlıyor yüceltiyorlar. Boozer mahalle maçına sonradan gelip topu sahiplenen mahallenin şımarık çocuğu rolünde olsa bile, takımın iyiliği için bunu kabullenip başarıya dönüştürdü Memo.

Üstelik belki ’esas oğlan’ Boozer olmuş olabilir ama takımın yeniden tanımlanan rollerinde en güvenilen oyuncu rolü Memo’ya verildi. Şu ana kadar elde ettiği sonuçlar ise Sloan’ı bile ne söyleyeceğini bilemez hale getirdi.

Seni özledik Memo

Mehmet Okur, Milli Takım’a yıllarca gururla hizmet etmiş bir isim. Sırbistan’daki 2005 Avrupa Şampiyonası’nın kötü anıları en çok onu yaralamıştı. Geçen yaz Milli Takım’da yer almaması herkeste büyük bir hayalkırıklığı yarattı. Geçen gün gelen bir e-mail’da genç bir basketbolsever “Tam All-Star için Mehmet’e oy verecektim ama son anda parmağım sakatlandı tuşa basamadım” diyerek bu iç burukluğunu çok güzel ifade etmişti. Ancak bu burukluk ne Mehmet’in daha önce yaptıklarını ne de bundan sonra yapacaklarını etkilemez. Memo 2005’de olanların halihazırdaki düzende değişmeyeceğine inanıyordu her şeyden önce. Japonya’daki şampiyonanın ardından başarı için herkesin ne kadar fedakarlık yaptığını görünce mutlaka en çok o acı çekmiştir. Çünkü takım için kendinden bir şeyler vermeyi bilecek kadar yüce gönüllü olduğunu her fırsatta gösterdi. NBA gibi bireyselliğin en üst düzeyde yaşandığı bir ortamda bile bunu yapabiliyorsa gelecek yaz İspanya’daki Avrupa Şampiyonası’nda en çok alkışlayacağımız isimlerden biri olacağına şüpheniz olmasın.

DİP NOT: 5 sezondur NBA’de forma giyen Mehmet Okur, ABD’de şu anda maç kaçırmadan üst üste en çok oynayan 4. basketbolcu olarak dikkatleri çekiyor