Süleyman Demirel: Kuzey Irak'a Kan Bulaştırılmamalıdır / 19 ocak

[[FX][SOLDIER]]

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Karaköy Rotary Kulübü tarafından Hilton Oteli'nde düzenlenen yemekli toplantıya katılarak, Türkiye ve dünya gündeminin önemli başlıklarI ile ilgili görüşlerini kulüp üyeleri ve basın mensuplarıyla paylaştı.

"KUZEY IRAK'A KAN BULAŞTIRMAK YANLIŞ OLUR"

Demirel, bugünden itibaren meclis gündemine taşınan ve salı günü kapalı oturumda görüşülecek "Yurt dışına asker gönderme" konusu ile ilgili olarak da çarpıcı açıklamalar yaptı. Eski cumhurbaşkanı, "Bence artık Kuzey Irak'a kan bulaştırılmamalıdır. Orada bir bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasına karşı çıkacağız diye bölgeye kan bulaştırmak doğru değildir. Bu sorunun halledilebilmesi için daha çok diplomasi gerekmektedir" dedi. Demirel bundan sonra Irak'ın parçalanması durumunda bölgede kurulacak bağımsız Kürt devletinin Türkiye'nin iç güvenliğine olumsuz olarak yansıyacağını savunan Demirel, "Bu durumu engellemek için Türkiye ne yapmalıdır? Yapacak fazla bir şey yok. Bölgede kuvvet kullanma her zaman mümkün değildir. Sorun diplomasi yoluyla çözülmelidir" diye konuştu. Demirel, ABD'nin bugün içinde bulunduğu koşullarda petrol coğrafyası durumunda bulunan Irak'ı İran'ın desteklediği Şii nüfuzunun eline bırakmak istemediğini belirterek, "Son olarak oluşturulan Irak Çalışma Grubu tarafından hazırlanan ve Baker - Hamilton raporu olarak bilinen önerilerde de konuya işaret ediliyor ve ABD halkının güvenliği bakımından Washington yönetiminin Irak'ta mutlaka başarılı olması gerektiği hatırlatılıyor" şeklinde konuştu.

"AB'YE DESTEĞİN DÜŞMESİ AB DEĞERLERİNDEN VAZGEÇMEK ANLAMINA GELMEMELİ"

Irak'tan Avrupa Birliği'ne, Kıbrıs meselesinden cumhurbaşkanlığı seçimine, küresel ısınmadan nükleer enerjiye kadar pek çok konuda görüşlerini bildiren Demirel, Türkiye'nin AB yolunda devam etmesi gerektiğini vurguladı. Demirel, "Türkiye'de aradan geçen kısa sürede AB'ye üyelik perspektifini destekleyenlerin oranı yüzde 70'lerden yüzde 30'lara düştü. AB'nin hırçın yöneticileri, yönetim kademelerine duyulan kırgınlığı anlıyorum ve ben de kırılıyorum. Ama bu kırgınlık AB yöneticilerine değil de onların çok üzerinde bulunan AB değerlerine karşı ise işte ben buna karşı çıkarım" dedi. AB'nin altın çağını yaşadığını öne süren Demirel, Bulgaristan'ın ve Romanya'nın dahil olduğu bu AB'ye Türkiye'nin neden dahil olamadığını yarınki nesillere anlatmanın güç olacağını ifade etti.

DEMİREL :"KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN RUM KESİMİ AB ÜYELİĞİNDEN ÇIKARILMALIDIR"

Süleyman Demirel, sözlerine şöyle devam etti: "Daha iyi demokrasi, daha iyi insan hakları, daha iyi sağlık, daha iyi eğitim, daha zengin bir ülke istiyorsak, çıtayı yükselteceğimiz yer AB'dir.Türkiye'nin AB meselesinin önünde en önemli engellerden birinin Kıbrıs meselesi olduğunu belirten 9. Cumhurbaşkanı, "AB, güneyi tüm Kıbrıs'ı temsil edermiş gibi bünyesine alarak büyük haksızlık yapmıştır. Bu mesele çözülmedikçe, Türkiye-Yunanistan- Kıbrıs arasında bir uzlaşmazlık olarak kalacaktır. Sorunun çözümü için Kıbrıs'ın bir gün mutlaka AB'den ayrılması gereklidir" dedi.

KÜRESEL ISINMA ENERJİ VE EKONOMİ

Demirel, küresel ısınma ve enerji konularında da Türkiye'nin önünde nükleer enerji alternatifinin bulunduğunu ve buna ihtiyacı olduğunu öne sürdü. Demirel'e göre enerji açığı ve bütçe açıklarının ilerleyen süreçte kapatılması gerekiyor. Bunun için de ödemeler dengesindeki bozuklukların giderilmesi birinci planda ele alınması gereken hususlar arasında. Ekonomi eski cumhurbaşkanına göre makro seviyede iyi ama, mikro seviyede yani alım gücü noktasında aynı iyimser tablo çizilemiyor. Bu nedenle Türkiye'nin önündeki iki seçimin büyük önem taşıdığını kaydeden Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğini söyledi.

"CUMHURBAŞKANINI İKİ TURLU SEÇİM SİSTEMİ İLE HALK SEÇMELİ"

Demirel, "Cumhurbaşkanına halk doğrudan oy verip seçmeli. Böylece devletin başı halkın içinden çıkmış olur. Temsili siistem bunu öngörüyor: Gücü halktan alacak, halka hizmet edecek ve halka hesap verecek. Ben hiçbir siyasi mesaj vermiyorum. Bunları söylerken 'bana da düşer belki' diye bir hırsım da yok. Bu millet beni her makama getirdi. DSİ Genel Müdürlüğü, parti genel başkanlığı, milletvekilliği, başakanlık yaptım. Hatta akşam başbakanken sabah hiçbirşey olduğum günler yaşadım. Kendi adıma aktif görev peşinde değilim. Türkiye'de bu işleri yapacak ehliyetli insanlar var. Bu insanları iş başına getirmek milletin görevi" diye konuştu.