Bu iş buraya kadar?

[parlayan güneş]

Bu iş buraya kadar?
Abdurrahman Dilipak
Ankara mitingi tam bir fiyasko ile sonuçlandı..
Genel Kurmay Başkanının basın toplantısı zaten ilk işaretti. Sezerin Harbokulundaki öfkeli konuşması ise yankısını bulmadı.. Her iki konuşma da mahkemelik, her iki konuşma hakkında da STK ların suç duyuruları var.. Birileri Büyükanıtın konuşmasını çok yumuşak bulsa da, bu kadarı ile bile hukuk devletinin sınırları açısından bu sınırları fazlasıyla zorlayıcı konuşmalar..
NOKTA’nın haberi bu işe son noktayı koydu..
Bu bilgileri servis yapanlar birilerine vermeleri gereken mesajı verdi: “Herşeyi biliyoruz”.. Hareket edecek olsalardı ip kopacaktı.. Bir darbe girişimi gün yüzüne çıkartılacak ve failler yakalanacaktı..
Açıklananlar 10 sayfa bile değil. Açıklanmayan geride 5000 sayfalık bir döküman var.
Derin güçlerin desteklediği sahte STK ların listesini artık öğrenmeye gerek kalmadı. Al sana Ankara Mitinginin destekçileri..
Darbe planı içinde yer alan işadamları, medya organları, gazeteciler, hepsi belli.
Bu çevreler by paraları nereden buluyorlar derseniz, çoğu kamu kaynaklarından yararlanıyorlar.. Örtülü KİT ler, ya da transfer hesapları, daha önce belli kişilere aktarılan ballı krediler, tapulanan hazine arazileri, özel ihaleler vesaire vesaire..
Solda bu kirli oyunun ilk farkına varan İHD oldu. Cesur bir çıkış yaptı ve Solun ulusalcıların kirli oyunlarına alet olmalarını engelledi.. DİSK-KESK gibi kuruluşlar daha ihtiyadlı hareket etme gereği duydular.. Çünki bu silahın geri tepmesi halinde ödenecek bedelin çok ağır olacağını gördüler..
DİSK neden hala Taksimde ısrar ediyor anlayamadım.. 1 Mayısta Taksime ilişkin, komplo yüklü bir takım senaryolardan söz ediliyor..
Birileri solu ulusalcıların yanına çekmeye çalışıyor. Bunun için de tehlikeli planlar yapıyorlar sanki..
ADD açısından sonuç tam bir skandaldı.. Ne dedikleri net olarak belli olmayan öfkeli bir kalabalık bağırdı, çağırdı, çaldı, oynadı, ağladı, aralarında kavga ettiler dağıldılar..
Neyse ki bir olay olmadı.
NOKTA ve İHD bu darbe girişimlerini boşa çıkartmakta tarihi bir rol oynadı.
Şimdi 23 Nisan, 1 Mayıs, o tarihlere bakacağım. Bir de bu hatıraları basına sızdıranların bir sonraki adımlarını, karşı kanadın, öteki tarafla ilgili yeni dosyalar açıklayıp açıklamayacaklarını, bu işin yargı sürecinin nasıl işleyeceğini merak ediyorum..
Hadi Meclis bir araştırma komisyonu kursun da şu 5000 sayfalık belgeyi ortaya çıkartsın bakalım, çıkartabiliyorsa..
Abdullah Gül, “Bize de geliyor bu bilgiler” derken , bu dökümandan haberdar mı? Bu bilgileri kendi grubları ile, parlemento ile paylaşacaklar mı aceba. Yoksa bu iş herkesin bildiği bir sırra mı dönüşecek. Bakarsınız, yarın bir internet sitesi yayınlamaya başlar bu belgeleri..
Her zaten bu “kirlitezgah”ın bir kısmı bir yerlerde yayınlanmaya başladı bile..
Darbeciler en iyi pılıpırtılarıonı tpplayıp İsviçreye ya da Güney Afrikaya filan gitsinler.. Simavilerden ve Yüksel hanımdan bu konuda destek alabilirler. Yüksel Uzel “Güney Afrikada yaşam standartlarının yüksek geçimin kolay ve ucuz olduğu için seçtiğini” söylüyor..
Gitmeliler, çünki bu gidişle her an başlarına birşeyler gelebilir.. Bu ille de karşıtlarıdnan değil, aynı tezgahta iş tutanlar, karanlık işlerin tanıklarına karşı operasyonlar düzenleyebilirler. Bu işler böyledir çünki.. İş hesaplaşma, karşıtların hesaplaşmasından daha tehlikeli ve acımasızdır.. Kürsüdeki yumruklaşmalar, içeride de ciddi bir rahatsızlık odluğunu gösteriyor..
Diyorum ya, Erdoğan çok şanslı bir adam..
Benim beklediğim darbe girişimin bastırılması olayı için aslında tam fırsat. Herşey ortaya çıktı. Şimdi sorun bu darbeci kanadın nasıl tasfiye edileceği ile ilgili..
Bakalım belki de kendi kendilerini tasfiye ederler.. Öyle bir takım sözde akademisyen, sözde gazeteci bir takım provakatörlerin kirli emellerini görüp köşelerine çekilirler.. Yoksa akibetleri pek hayrolmayacak gibi.
Bu işin arkasında o “büyük sermaye” denilen masonik cunta var, onun da yanında malum derin aile.. Laiklik, Atatürkçülük sloganları ile ortalığı bulandırmaya çalışanlar onlar.. İrtica ve terör de onları işi, varsa ne ala, yoksa üretirler.. Ulus, devlet, millet, vatan, onlar için hikaye.. Bu değerler onlar için ucuz bir slgandan ibaret.. Ama bu çevreleri bu büyülü sözcüklerle iyi kullanıyorlar.. Bu değerlerin arkasına saklanıp, toplumun inancı, tarihi, kültürü, kimliği ile uğraşıyorlar..
Bu miting ana muhalefetin, DSP nin, ve diğer 2 partinin desteğine, Cumhuriyet Gazetesi ve Tuncay Özkanın yırtınmasına, ADD nin derin güçlerin büyük desteğini almasına, Çankayaya, emekli generallere rağmen toplumsal katılım açısından tam bir fiyasko ile sonuçlandı.. Hepsinden önemlisi bu mitink CHP için, Baykal için trajik bir son oldu.. Sezer için bir sukutu hayal..
Şimdi Erdoğanın eli daha da güçlü. Keşke AK Parti bu süreçte, muhtarlık ve anadolu şehirlerinin adına, aynı sloganı bastırıp sokaklara astırmasaydı. Bunu kendi adına yapabilir di, ya da tek bir örgüt üslenebilirdi. Ama bilmem nereliler derneği olarak tüm o yöre halkının adına bu tür şeyler söylemek, bunlar malum çevrelerin ucuz ve yanlış propoganda teknikleri. Aynı çukura düşmemek gerek.. Hani, Demokrasi ve Milli İradeye saygı Platformu dersiniz, bir kaç kişi ya da kuruluş da sponsor olur. 3-5 dernek bir araya gelir, bir deklerasyon yayınlar, onlar bu işi yapar, anlarım.. Ama bunu kim niçin yapıyorum bilirim..
Bakalım bundan sonra ne olacak?
Ha! NOKTA dergisini hiç bir siyasi arayıp geçmişolsun dememiş. İzmitte yaşanan olaylarla ilgili olarak da Ankaradan Mazlumderi arayan kimse yok.. Bazan kolay elde edilen kazanımlar çabuk elden gider.. Ötekiere karşı size destek verenler, yarın eleştiri oklarını size yöneltebilirler, gelen günler, giden günleri aratabilir, bunu da unutmayın..
Selam ve dua ile..