07/18/07 - 'Böyle ağzı bozuk başbakan görmedi'

[Nǿ ŦΞДЯ™]

Partisince Bursa Fomara Meydanı'nda düzenlenen mitinge yaklaşık 1.5 saat gecikmeyle katılan ve 2 saate yakın konuşan Baykal, alandakilere sorduğu ''nasılsınız, haliniz keyfiniz, kazancınız yerinde mi, çiftçi kazanıyor mu, esnaf dükkanının kirasını ödeyebiliyor mu?'' gibi çok sayıda soruya ''hayır'' yanıtını alınca, Türk halkının, esnafın, işçinin, emeklinin hayatından memnun olmazken, Ankara'da devleti yönetenlerin ''Türkiye uçuyor'' demelerine bir anlam veremediğini kaydetti.

Baykal, Türkiye'de tabanın kaybettiğini, yolunu bulanların, AK Parti'ye sırtını dayayanların, ihalelerde parayı bulanların servetine servet kattığını öne sürdü.

''Bursalım arabasını düz yolda şaşırıyor ama onlar gemilerini dağdan aşırıyor'' diyen Baykal, şöyle konuştu: ''Bugün bir şey öğrendik, meğer o gemi değilmiş. Başbakan diyor ki, 'o gemicik'. 'Gemi var, gemicik övar' diyor. Kaç metre diye sorduk, yanlış olmasın '94 metre' dediler. 94 metrelik gemicik, al cebine koy, yakana tak.'' Başbakan Erdoğan'ın mitinglerde, CHP'ye ''cibilliyetsiz'' dediğini, Cumhurbaşkanını yuhalattığını, kendisi hakkında 'ağza alınmayacak sözler söylediğini'' kaydeden Baykal, ''Bugüne kadar bu kadar ağzı bozuk bir Başbakan Türkiye'ye gelmemiştir. CHP'ye bozuyor, önüne gelene ağzını bozuyor. Ağzı bozuk bir Başbakan'' diye konuştu. CHP'ye cibilliyetsiz demenin ''kendini bilmezlik'' olduğunu ifade eden Baykal, ''Ben anlamaya çalışıyorum. Başbakan sıkıntıda ama Abbas yolcudur o yüzden. Varsa yoksa CHP, Deniz Baykal... Başbakanın bir sıkıntısı var bunu halledeceğiz inşallah. Türkiye'yi bu mahkumiyetten kurtaracağız'' dedi.

'ÇIK KARŞIMA''

Baykal, dünyanın her yerinde ve bugüne kadar Türkiye'de her seçim öncesinde iktidar ve muhalefetin televizyon önünde karşı karşıya geldiğini, herkesin birbirine soracağını sorup cevabını da aldığını anlattı. Bunun demokrasinin bir gereği olduğunu ifade eden Baykal, şunları söyledi: ''Bu seçimde ben diyorum ki Başbakana, (gel çıkalım televizyona, milletin önüne seninle. Seninle ilgili arkandan konuşmak istemiyorum. Sen benim arkamdan sürekli konuşuyorsun. Kendine güveniyorsan çık karşıma televizyon önünde konuşalım). Kaçıyorsun. Bir Başbakan kaçar mı? Kendine güvenen bir insan kaçar mı. Çık karşıma. Ben senin gözlerinin içine bakarak söylemek istiyorum. Senin de bana söyleyecek bir şeyin varsa yüzüme söyle. Cevabını bir al bakalım, milletin huzurunda, önünde. Başbakan kayıp, ortada yok.''

''PETKİM'İ SATMAK, TÜRK SANAYİSİNİ BOYNUNDAN ASMAKTIR''

Baykal, AK Parti'nin iktidara geldiği zaman, Türkiye'nin 80 yıllık toplam borcunun 220 milyar dolar olduğunu, Hükümet'in ise bu borca 200 milyara yakın borç eklediğini anlattı. Hükümetin elde avuçta ne varsa sattığını, satılan malların milletin malı olduğunu ifade eden Baykal, şöyle devam etti: ''Şimdi de PETKİM'i satıyorlar. Kime satıyorlar, karışık işler...

PETKİM Türkiye'nin sanayisinin can damarı, Türkiye'nin tüm sanayi tesislerinden önde gelir. PETKİM'i satmak, Türk sanayisini boynundan asmak demektir. Karışık, kuruşuk bir vaziyet. Ne zaman satıyorlar, seçime bir hafta kala. Kardeşim bu acelen ne, ne bu telaş, Yangından mal mı kaçırıyorsun?. Denizden mal mı kaçırıyorsun? Selin önünden kütük mü alıyorsun? Satma. (Yok hemen şimdi derhal, karambolde satacağız). PETKİM satılır mı? İnşallah bir hatfa sonra CHP iktidardır. İlk yapacağımız işlerden birisi PETKİM'in satışına dur demektir, dur.'' Bu seçimin tarihi öneme sahip bir seçim olduğunu, bu nedenle sadece CHP'lilerin değil memleketini seven, Türkiye'nin bütünlüğüne, Cumhuriyete, Atatürk'e inanan, Türkiye'ye sahip çıkan ''merkez sağ'' ya da ''merkezdeki'' herkesi bu seçimde CHP'ye o vermeye çağıran Baykal, merkez sağda söz sahibi olan bazı kişilerin kendisine bir mesaj göndererek, ''Bu seçim aslında seçim değil milli maçtır. Bu maçta da CHP milli takımdır. Biz de bu maçta milli takımın arkasındayız, oylarımız CHP''ye'' dediklerine bildirdi.

CHP lideri Baykal, partisinin iktidara gelmesi halinde mazottan ÖTV'yi kaldıracaklarına işaret ederek, şöyle konuştu: ''Ankara soyulmuş. Ankara çukura batmış. Devlet açığını kapatacağım diye vur abalıya misali çiftçinin boynuna ÖTV'yi bindirmiş. Şimdi ben diyorum, (bu çiftçi ayakta kalacak durumda değil, alma) diyorum, Başbakana. Olmaz alacaksın diyor. Bursa'nın bu tarihi meydanınından Başbakana soruyorum; Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sen oğlunun meşhur gemiciğine mazotu ÖTV'li mi veriyorsun, ÖTV'siz mi? Başbakanın oğluna verilen mazottan ÖTV alınıyor mu, alınmıyor mu?. Alınmıyor. Başbakan kendi oğlundan ÖTV'yi almıyor, çiftçiden ÖTV alıyor. Yağma yok yağma. Denizden almıyor, havadan almıyorlar. Deniz Baykal gelecek, o da topraktan, karadan hiçbirinden almayacak. Bunun umut dağıtmak için söylemiyoruz. Bunu biz çiftçiyi desteklemek, onun haksız rekabetten kurtarmak için söylüyoruz.''

Türkiye'de yolsuzlukların had safhada olduğunu, bunların başında da ''haramzade bir iş adamı, ona destek veren, gözünün para hırsız bürümüş bir bürokrat ve namussuz politikacıdan oluşan şeytan üçgeni bulunduğunu'' öne süren Deniz Baykal, yolsuzlukların belinin ''siyasetçinin dokunulmazlığını kaldırarak kırılabileceğini vurguladı.

TBMM'de yolsuzlukla ilgili 266 dosya bulunduğunu, iktidara gelmeleri halinde bu dosyalarla ilgili tüm milletvekillerinin dokunulmazlığına kaldıracaklarının ifade eden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu konuda milletvekili adaylarından taahhüt aldıklarını söyledi. Baykal, ''Başbakan istemiyormuş, 'dokunulmazlıklar kalmasın' diyormuş. Eğer Başbakan isterse millete gidelim soralım, dokunulmazlıklar kalksın mı, kalkmasın mı?'' CHP'nin Bursa mitingine DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de katıldı.