![]() |
![]() |
#1 |
Administrator
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20 Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
Ünvan : Admin
|
![]() Pençesine düştüğümüz kuraklığın ve susuzluğun sorumlusunu hemen buluverdik: Allah
Irmaklarımız kurudu, tarlalarımız sıcaktan yandı, suyumuz tükendi-bitti... Şöyle bir çevremize baktık ve hiç düşünmeden noktayı koyduk: "Bu işin sorumlusu Allah'tır" Oysa, ırmakları ve gölleri kurutan, yaşayamayacak hale getiren; su kaynaklarını yapılaşmaya açan, zaten azalmış olan suyu bilinçsizce tüketen, fabrika bacaları ve araç egzozları ile gökyüzünü boğan bizdik. Ama her işin kolayını düşündüğümüzden, bu olayda da işin en kolayına kaçtık, sorumluluğu-suçu üzerimizden attık. Ve birden elimizde beliren çuvaldızı, kendimize değil Allah'a batırmayı seçtik. Çünkü kolay olanı buydu. *** Camilerde yağmur duası okunmaya başladı. Cemaat, ellerini açıp; suçu üzerine attığı Allah'tan yardım diledi. Ama aslında biz, O'nun verdiği aklı-mantığı kullanmayıp, suyu olanca hızla tüketip havayı bozarak ve sonra da suçladığımız Allah'tan yardım dileyerek, Allah'a karşı yapılabilecek en büyük saygısızlığı yaptık. Gün geldi ve suyumuz akmadı, kuraklık baş gösterdi. Ve biz, O'nun yarattığı, akıl ve beyin verdiği insanoğlu olarak bu işin suçlusunun Allah olduğunu söyledik. Ve ardından da ondan yardım diledik. Bence büyük ayıp ettik. O'ndan bizi affetmesini istememiz gerekirdi. Olmadı. High Hopes |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|