Müstakbel Büyükler

[GooD aNd EvıL]

Masamdayım yine,sabah olduğu gibi.
Sessiz ve düşünceli.
Acı bir şarkının sesi geliyor,
ardına kadar açık penceremden.
Peşinde rüzgar ve sallanan perdeler

Her an her şey olmaya müsait bir vakitte,
kapım çalıyor,bense ürperiyorum an ve an…
Her seferinde aynı ritim,iki kısa bir uzun,
çalıyor kapımın zili
ve kulaklarımda uğursuz bir uğultu…

Madde ile mana sofrasından birkaç tezat,
karşıma dikiliyor,her gece saat bir gibi.
Tartısı benmişim gibi,yine buluyor beni
ulvi olmakla beraber,ağır bir yük
ve başımı sızlatan bir çile…

Yolumu kesiyor her gece,
istisnadan uzak,belki de istismar bir düşünce.
Ve kararı ben verdikçe,
sorumlusu oluyorum sorumsuz fikirlerin…

Kaderimin imzası çakılıyor gün ve gün,
yorgun gözlerimin bir alt kısmına
Efkar bastıkça haykırıyorum,
tefekkür benden kaçıyor yavaş yavaş
kendi memleketine…

Hor davanın uykucu bir tayfası mıdır,nedir?
Sevdikçe nefret etmek,nefrette galip gelmek…

Her yanımda gaflet,
kol geziyor arsızca,sokak sokak,mekan mekan.
Varoş misali serseri,sarhoş olmakla birlikte,
Zamana hoyrat,sevgiye cimri mi cimri…

Kaç milyar iklimin kaçıncı meyveleri?
Sahte bir sürüm,bozuk bir yapılanmanın eseri
Ve kimsede olmuyor bu kaderin bir kederi…

Boynumda isimsiz kutupların tasması,
dolanıyor yüzsüz edalar ile yüzüme.
Sabrın son kertesinde ben,
küfrün en tepesinde gelecek denen…

İzleyin izleyin,gidişat oldukça beter.
Geliyor geliyor,müstakbel büyükler…