![]() |
![]() |
#11 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gözlerini Ekmek İçin
bilmediğim ağaçların altında... o dehşet hışırtısı yüzünde oynaşan yaprak gölgelerinin ışıklar sağılır da hani aralarından düşer tam gözüne... bakarsın ya hani deli dalgalara daldığında derim ki... ”çok uzaklardan geliyorlar seslerinde zamanın acısı bir de birikmiş coşkular işte bu kıyıya tıpkı sana gelişim gibi... hoyrat dalgalar” o zaman hani saçlarımı okşar da hayran... aşık... bakarsın ya hani herkes bir şeyler söyler hayata ve aşka dair bildik sözler... savunulup yapılmayan... yarım yanımızdır... buluşuruz... dinler insan... belki elinde çay tepsisi belki meyve sorarlar da bana “hadi sen de bir şeyler söyle “ kısa bir söz ederim belki sıradandır... belki duyulmamış bilmem... gelir o anda... ama işte orada sen döner gözlerime bakarsın ya gözlerin kapalı sırtın dönük sarılmışım sana... gece karanlık. sesin uykulu mırıl mırıl bir şeyler konuşursun da ben okşarım saçlarını sesin sular gibi huzur verir içim rahat sen huzur duyarsın kollarımda olmaktan yüzünü yalarken nefesim sokulur da uyursun bilirim sabah öpüşün doğar ve sevdiğini fısıldarsın kulağıma hani o anlar vardır ya el ele dolaşırız da yağmur yağar günlerden bir gün herkesin düşüdür bu öpüşmek orada ama öperken ellerimi tutuşun var ya işte her şeyin rezalet olduğu akşamlardan yorgunluk stres o kadar da sertim ne kadar yumuşaksam bir kavga tutturursun hiç yoktan tepeme çıkar da sinirim anlamazsın... düşünmezsin bir an kırarım ben de masadaki tabağı... sen de bardağı çarparsın berbat... ortalık karışır birbirine falan üstelik laf da anlamazsın... yatıştırmağa kalksam ve kederle dalıp da sustuğumda... tıpkı bir evin üç duvarı yıkılmış bir evin son duvarı gibi sustuğumda yalnızlıktan geberdiğimde gelip saçlarıma dokunursun ya elimle iterim ve sen seni seviyorum dediğinde bu kahpe dünyaya karşı sarılarak ağladığında bakışın var ya bana dair ne varsa sevdiğinde insanlara şefkatinde paylaşmanın güzelliğinde o duruşun o susuşun gülümseyişin var ya bazan yaşam uçsuz bucaksız çöldür tek canlı geçmemiş kadar ıssız gün olur karadır ufuklar rüzgar bile taştır kayadır ıssızlığın ortasında iki can naçar kalırız ve sen bir direnç kalesi olursun o zaman bir an bile yakınmadan var ya hani kaba saba yanlarıma yanlışlarıma sevecen bir kızgınlıkla uzanışı elinin tıpkı bir çocuk gibi paylamaların bir de bana kendini sunuşunun bin bir hali sınırsız teslim oluşun yaban bir şiirdir bakışın bakışın yakışın yanışın oysa biliyorum hak etmem seni kabayım... patavatsızım... kuraldışıyım... çekemez kimse beni senin dışında kimse katlanamaz bana... bilirim oysa yine de yıkarsın kusurlarımı bakışında bunları yaşadım... sen duymadan ay düşmüş bir türküydü gece gece ve gözlerini ekmek için kıraçlarına ellerini ekmek için kıraçlarına gülüşünü ekmek için yüreğimin tümünü hazırladım seni çoğaltan bir şiir bahçesi diye |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|